#ReadMoreBooksThanBlogs

@museumbuzzyy — and Just *not Another Blog* LIKE that

Bir Reality Show Karakterinin Doğumu, Maruz Kaldığı Yapısal Şiddet ve Kayda Aldığı Vedası

Armağan Çağlayan - Nihal Candan: Beni Hayatta Tutan Tek Şey Aç Kalmaktı!

Türkiye Ekranlarından Bir Nihal Candan Geçti— Ama Nasıl Geçtiği Unutulmasın

Günümüz kültür endüstrisinde meşhuriyetin meşruiyeti, bireyin toplumsal ahlâka uygun davranmasından geçer. “Toplumsal ahlâk ne, ayol?” derseniz—umarım demişsinizdir—efendi davranmak diye özetleyebilirim. Yani, aykırı olmamak. Olur da heteronormatf toplumsal normlardan farklı yaşıyorsanız, kutlarım, artık marjinalsiniz. Magazin haberciliği işte bu normları kültürümüz—dinimiz—hassasiyetlerimiz süsleriyle inşa eder, yayar ve yeri gelince muhatabını ya vezir ya da rezil eder. Ya da makbul meşhurluğun en kolay yolu, yapıp yapıp gizlemek. *Unutmayın ki, bazılarına, hiçbir şey olmaz. Yalanların bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu olsa da.* Nihal Candan’ın ölümü reality show programlarının kadın bedeni üzerinde yarattığı baskıyı konuşturuyor da, sosyal medyada maruz kalınan psikolojik şiddetin faturası neden sadece yarışma programlarına kesiliyor? Oysa, ortalama 12-15 hafta, hafta içi her gün yayınlanan, İşte Benim Stilim’de var olma mücadelesinde daimi yapısal şiddet var burada.

Yıllardır arkadaşlarım tarafından alaya alınırım: Bütün popüler kültür tüketimini bize sosyoloji diye yutturuyorsun, derler. Haklılar. Çok seviyorum. Kısaca, magazini. Ama kim kiminle nerede ne yapmış kısmını değil; haberleştirme dilinin izini sürmeyi seviyorum ben. Sektörün medya önüne yansıtılmayan bütün anlaşmaları o haber dilinde saklı çünkü. #MagazinSosyolojisi Mesela, Ayşe Barım, nasıl tutuklandı? Bir anda bir gazete haberi çıktı, soruştuma başlatıldı ve bir suç istinat edildi zannediyorsanız, hayır; arkasında, aylara yayılan bir hakikat sonrası gerçeklik inşası var. Onca menajer arasında bir onun ismi geçirildi haberlerde. Ti’ye alındığım #MagazinSosyolojisi derken bundan bahsediyorum: Yapısal şiddetin magazin haberleri aracılığıyla meşrulaştırılması. (Bknz. P. Bourdieu ve sembolik sermaye.)

Reality Show Karakteri Olunmaz — Doğulur: Candan Kardeşler

Sık ziyaretlerim sırasında reality show ve magazin programları izleyerek YouTube algoritmasını yerle yeksan etmemden sürekli yakınan beriki, kulaklık takmadan yanda oyun oynadığı bir gün konuşmaları duyunca, en saf haliyle sordu: Bizimle değilsin, ne demek? Bir tech-guy’a anlatır gibi, öyleydi çünkü, anlattım: Yarışma programı moda üzerine olsa bile sadece stilleri yarışmıyor; bu bir realiy show–-asıl, karakterlerini ortaya koyup izleyicinin, keza jürinin, sempatisini toplayabilsinler ki yarışmada daha uzun süre kalarak kendilerini daha fazla gösterebilsinler. Stil yarışma ortamının aracı; amacı değil. Hedef, kendini—eğlence kültürüne sunabileceğin marifetlerini—gösterebilmek. Bizimle değilsin, İşte Benim Stilim programında Ivana Sert’e ait kült bir ifade. Bir de Nur Yerlitaş’ın kuş uçtu beybisi var. İlk bakışta, stile dair değerlendirme olarak görülüyor. Ancak, yarışmacıyı ekranda asıl görünen kılan “konsept” başlığı altında anlattığı kişisel hikâyeler—gündelik hayatı, gelir seviyesi, kariyeri, eğitimi, aile ilişkileri, anne-baba yası, evlat hasreti… Şüphesiz, aldığı kadar kültürümüz—dinimiz—hassasiyetlerimiz unuyla köpürterek. Nihayetinde, bizimle değilsin vb. kültleşen popüler kültür ifadeleri—İşte Benim Stilim, Survivor, O Ses Türkiye vb. reality show programlarını salt bir yarışma olmaktan çıkarıp; toplumsal normun yapı taşlarından biri haline dönüştürür. Bir nevi, diyorum, yanıtı toplamak için: #YouCanNotSitWithUs ahlâkçılığı.

Bilmeyenler için, İşte Benim Stilim, 20+ yaş üstü kentli kadınlara yönelik bir moda yarışma programı. Nihal Candan programın TV8’de yayınlanan ilk sezonuna katılıyor. Hukuk öğrencisi. Neşeli. Komik. Bi’ tık umursamaz. Ama farkında. Hayatı ciddiye almıyor belki ama vurdumduymaz değil. Ayrıcalıklarının, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, hayvan haklarının ve ifade özgürlüğünün farkında. Zaman zaman hırçın—sivri dilli, kavgaların en orta yerinde. Ama kaliteli tartışmalar. Bel altı vurduğuna dair uyarı aldığında özür dileyen. Zaman zaman kalbi kırılan—gözü yaşlı. Kız kardeşi geliyor çekimlere onu ziyarete. Bahar’la televizyonun ilk tanışması. 2-3 yıl sonra, Bahar da katılıyor programa. All Star oluyor ya da ratinglere taze kan gerekiyor, iki kız kardeş yeniden programa davet ediliyorlar. Bir süre YouTube içeriği üretmeye devam edliyor programın kanalında. Nihal’in bir Survivor macerası oluyor sonrasında. Bahar’ın da başka bir formatta başka bir moda programı yayını. Ama televizyon ekranlarında sürekli bir pozisyon hiç gelmedi. Sebebi mi? Murat Boz’un olduğu bir evden çıkarken görüntülenmeleri. 

Konuyu hiç uzatmayacağım, magazin haberciliğinin en bilinen cadı avı: “Murat Boz’un evleneceği beklenen sevgilisi, Candan kardeşler yüzünden ayrıldı!” Hmmm… Peki: Bundan Candan kardeşlere ne? Eylemin muhatabı Murat Boz, hesabı ödeyen yine marjinalleştirilen kadınlar. Çünkü hemen bir magazin yorumcusu sazı eline alır: “Biliyorsunuz ben Ceren, hep kadına yönelik şiddetin karşısında durdum. Hep aldatma vakalarının karşısındaydım. Benim, bir kere, bakın, üstüne basa basa söylüyorum, beee-niiim biii-kere böyle bir hatam oldu. Öğrendiğim an bıraktım adamı, çıktım özür diledim.” GSÜ’de bitirme ödevlerimizi kararlaştırmaya çalıştığımız sırada beriki, aslında Seda Sayan’ın programını incelemek istiyorum ama katılımcı gözlem diye gittiğim bir gün mikrofonu elime alırım diye çok korkuyorum, demişti. Benimki de öyle bir hal. Yahu, elinizde aldatmaya dair bir belge yok ki! Kadınlar içeriden çıkınca mikrofon uzatmışsınız, onlar da bir şeyler deyip geçiştirmiş. Ne deselerdi tatmin olurdunuz: Murat Boz bize koştu ama biz önce namus dedik — mi?

Herkesin altında kişisel bir gece kulübü olduğunu bildiği bir villadan çıkarken görüntülenen Candan kardeşlerin “magazincileri oraya çağırdıkları gerçekliği” inşa edilerek isimlerinin üstü çizildi. Candan kardeşlerin sonrası malum: Instagram skandalları, sazan sarmalı suçlamasıyla tutuklanma, tutuksuz yargılanma kararı, Nihal Candan’ın ölümü, ölümüne üzülen ama ailesini suçlayan yorumlar ve baba Candan’ın “belki de kızlarımı doğru yetiştiremedim” başlığıyla servis edilen röportajı. Diyorum, #MagazinSosyolojisi. Haber dili net: Bir baba, kızının ölümüyle suçlanmasını kabul ediyor; bir anlamda, sebep oldukları için toplumdan özür diliyor. Beni affedin, geride kalan kızlarımı affedin, bir yaşam alanı açmamıza müsaade edin.

Nihal Candan’ın babası Hakan Candan: Bizim gibi memur bir aileden gelen çocuklarım, şöhret dünyasına girince sapıttı.

T24, 30.06.2025

#MagazinSosyolojisi: İnşa Edilen Toplumsal Normların Kitlesel Yayını

Eminim sorgulayanlar olacaktır—ben de bir düşündüm çünkü— ancak, açıklamanın hakikiliği hiç bir zaman bilemeyeceğimiz bir soru. Baba Candan ne söylerse, o kadarını bileceğiz. Fakat bu özür, Nihal Candan’ın *yaşamda ısrar etmemesine neden olan insan hakkını* es geçiyor: Masumiyet karinesi—ya da bu olay özelinde, henüz davası sonuçlanmamış birinin “haksız yere özgür olduğunu” iddia etmemek. Birileri bu ülkede hukuk kalmadı dedikçe, birileri de gönlüne uymayan hiçbir hukuki kararı kabul etmez oldu.

Nihal Candan’ın aşırı kilo kaybı sebebiyle tahliye olduğu saatlerce tartışıldı magazin programlarında, Instagram postlarında ve YouTube kanallarında. Hapishaneden çıktığı gün kuaföre giderken çekilen görüntüleriyle birlikte servis edilerek. Bir de cezaevi çıkışında taksiye binmesiyle. Açıkladı hepsini tek tek, kısaca, hepsi özgür kalacağı güne dair bir dileğine bağlıymış. Kabul etmedi toplum. Baya baya, etmedi. Program program gezdi, anlattı, yine de ikna edemedi. #MagazinSosyolojisinde yapısal şiddet dediğim tam olarak bu: Hakkınızda bir yargı var, hani derler ya ağzıyla kuş tutsa olmaz diye, salt o. Nihal Candan nasıl çocuk oyununda oynar diye tartışıldı sonra. Bir veli Instagram’da bir story paylaştı, o 15 saniye yetti; sonrası nefret söylemi yağmuru. Ölümünden sonra öğrendim. Avukatlık stajının son birkaç haftası cezaevinde olduğu için yanmış. Bir de kocasının ailesi boşanması için baskı yapıyormuş. Adam evliymiş, Nihal yüzünden boşanmış. Nasıl yaparmış, kadın kadına bunu yapar mıymış? Tanıdık geldi mi bu haber dili? Tarih tekerrür etmiyor; ataerkil heteronormatif kültürel norm inşası tam gaz yol almaya devam ediyor. Hem de ne gaz. Biri soruyor tüm ciddiyetiyle: “Kaç yıldır beraber de bu kadar seviyormuş bu adamı?” Sana kaç yıl saralım, ablam? — derdi bence Nihal Candan olsaydı; izleyicileirinin kulağında çınladı o sarkastik sesi belki de hatta. 

Candan Kardeşler, Nihal’in ölümünden sonra Bahar ve Su ikilisi olarak anılmaya başlandı. Bol bol “ablalarının yasını nasıl tutmaları gerektiğine dair öğütlere” maruz kalarak. Televizyon programına bağlanıp ablasının ölümünü anlatırken sinir krizi geçiren küçük kardeşin durumu artık sosyolojik değil; psikolojik. Ancak şu kısım toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı mücadele edenleri ilgilendiriyor: Kardeşinin telefonda anlattıklarından öğreniyoruz ki boşanma sürecinde, kocası, tüm ziynet eşyalarına el koymuş. Boşanma gerçekleşmediği için, yine kocası, şu an Nihal Candan’ın yasal varisi. Yani, ziynet eşyaları miras olarak kocasına geçiyor. Hastane masrafları için yardım isteyen Candan ailesinin, iki kardeşin devam eden davaları sebebiyle halihazırda avukat masrafları da var. Bu arada, boşanma aşamasında olduğu kocasıyla hâlâ görüşüyorlar. Ancak düzenli değil. Kocasının kendisine hediye ettiği takıları başka kadınların boynunda görüyor ablası, çok üzülüyor. Avukatlık stajını tamamlamak üzere olan Nihal Candan’ın bunu medyaya sızdırmamasının tesadüf olmadığını düşünmek mümkün mü? Üstelik, ayda 70 bin ₺ nafaka bağlandığı için yine bir nefret söylemi yağmuru altında olduğunda bile. Yorumlarda ortak soru belliydi: Bu kadar parayı hak edecek ne yapmıştı? Nafaka mağduru kadınlar gelmiş postların altına; bizim çocuğumuz var da 5 bin ₺ bile alamıyoruz demişler.

E. Durkheim, ünlü int*h*r teorisinde,  int*h*rın kişisel nedenlerinin çok sınırlı olduğunu; intiharın asıl sebebinin toplumsal olduğunu iddia eder. Belki de Nihal Candan, o çok eleştirilen hastane görüntüleriyle, günümüz int*h*r sebeplerindeki toplumsal normları görünür kılmak istedi: Şöhretinin her basamağında ekranlarda olan genç bir kadın, yaşamaktan vazgeçişinin de dijital kaydını tuttu—gerekçeleriyle birlikte. Ancak, kadın bedenine yönelik baskı, bu toplumsal gerekçelerden biri olabilirdi; eğer Nihal Candan, özellikle cezaevinden çıktıktan sonra, toplumsal kabul görebilseydi. Şimdi, ölümünün arkasından yapılan “yorumlar,” bu toplumsal kabulün şartlarına dair. Makbul kadınlığın normları yeniden inşa ediliyor. Ya da, neoliberal kültür endüstrisi özelinde, makbul meşhur kadınlığın normları. Türkiye, ilk kez, bir realiy show karakterinin doğumunu, maruz kaldığı yapısal şiddeti ve vedasını izledi. Televizyondan YouTube’a/Instagram’a geçildi ama heteronormatif toplumsal yapı yerinden bir milim oynamadı. Nihal Candan’ın Türkiye ekranlarından böyle geçtiği unutulmasın.

who read this post, also read these posts:

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.


explore my services


I will lead you in empowering your voice on social media concerning the present socio-political discussions and against hate culture.
I will write compelling, context-aware digital copy for creative professionals and cultural projects.
I will help you create a consistent and authentic online presence.
I will build a compelling online portfolio that showcases your strengths.
I will design and facilitate engaging and inclusive workshops.
I will help you design impactful public engagement initiatives.
view services

let’s stay connected!