Cep telefonuyla çektiğimiz sayısız fotoğraflardan birbirinden farklı konuları içeren kitaplığımıza uzanan geniş bir alanda, bugün artık hepimiz kendi arşivimizi oluşturuyoruz. “Her şey artık dijital” öncesi kuşağın kâğıda basılı hatıraları, aileden kalma fotoğrafları, mektupları, belgeleri… Şüphesiz bütün bu malzemelerin yılların tozuna dayanabilmesi için zarar görmeyecekleri koşullarda saklanması gerekir. Bir de aranılan malzemenin istenildiği zaman bulunmasını kolaylaştıran -basit- bir sisteme ihtiyacımız var. (Telefonların görselleri yıllara, aylara ve günlere göre dosyalaması bir tesadüf değil.) Peki nasıl yapacağız?
“Deforme olmuş veya zarar görmüş fotoğraflara nasıl yaklaşılmalı? Nasıl muhafaza edilmeli?
Fotoğrafların yüzeyinde bozulmalar varsa, taramanın ardından dijital restorasyon yapılabilir. Dijital restorasyonun yanısıra fotoğrafın taranmış dijital orijinalini de korumanız tavsiye edilir. Fotoğrafın bir parçası koptuğunda arka yüzeyden asitsiz bant yapıştırılabilir. Ancak bu tür restorasyon geçici bir çözümdür ve ileride bant, yüzeyde sarı leke bırakabilir ya da yapışkan bir tortu oluşabilir. Fotoğraf ve kopan parçayı -örneğin bir zarf içinde- bir arada tutmak ve fotoğrafı dijital ortama aktardıktan sonra dijital restorasyon yapmak daha kalıcı bir çözüm yolu olabilir. Albümlerin yapışan şeffaf albüm sayfaları gibi nedenlerle zarar görmüş ve iyileştirilmesi mümkün olmayan fotoğrafların ise albümlerden çıkartmaya çalışmak yerine olduğu gibi, daha fazla zarar görmeyecek şekilde saklanması önerilir.”
Geçtiğimiz aylarda düzenlediği Amatör Arşivcilik atölye çalışmalarında katılımcılardan gelen sorulardan yola çıkan SALT, bu alandaki bilgi eksikliğini gidermek üzere yalın bir kılavuz hazırlamış. Malzemelerin dokusuna göre farklı saklama koşullarından dijitalleştirme sürecine uzanan uzun soru listesinde, temel arşivcilik alanlarının hemen hemen hepsini kapsayacak yanıtları bulmanız mümkün. Özellikle ücretsiz ve online programlara dair bilgiler ve meraklısı için eklenen eğitici linkler.
“Belgeleri kataloglamada ve tanımlamada gerekli alanlar nelerdir?
Belgeleri tanımlamada koleksiyon adı, kod, başlık, oluşturan (kişi, yazar, sanatçı, oluşturan isimleri), katılımcılar (sanatçı, editör, çevirmen, fotoğrafçı vs.), hak sahibi, tanımlama (başlığın detaylandırıldığı, detaylı açıklama, kapsam, tarih, dil, tür, format (fiziksel niteleme), ilişki, kaynak (gazete, dergi gibi), anahtar kelimeler ve not gibi alanlar kullanılır. Arşiv sahibi, arşivle ilgili fiyat, bağışlayan bilgileri gibi notlarını 5 tutabileceği alanlara ihtiyaç duyabilir ve bu tanımlama alanlarını çeşitlendirebilir. Tanımlama alanlarının yer aldığı tabloya buradan erişilebilir. Uluslararası kullanılan standartlardan ise SALT Araştırma’da da kullandığımız, DCMI (Dublin Core Metadata Initiative) incelenebilir.”
Benim kişisel soru(nu)m dijital doğan materyallerle ilgili. Genelde dijitalleştirilmiş malzemeyle karıştırılan bu alanda aslında en büyük sıkıntı, arşivcinin elinde dijitalin dışında bir kopyanın olmaması. Sanıyorum içinde yaşadığımız dijital bulutu düşünürsek, sadece bunun üzerine bir atölye çalışması yapmak da bir ihtiyaç.
SALT’ın Amatör Arşivcilik Temel Sorular dosyasına buradan ulaşılabilir.
(Görsel: SALTOnline)